CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özel, CHP Kocaeli İl Başkanlığını ziyaret etti. Burada konuşan Özgür Özel, şunları söyledi:
“ÖĞRENCİLERİMİZ TARİKAT, CEMAAT YURTLARINA MUHTAÇ OLSUNLAR DİYE TOKİ’YE HER ŞEYİ YAPTIRIP YURT YAPTIRMAYAN ZİHNİYETE YAZIKLAR OLSUN”
“Aydın’da KYK yurdunda bir Bursalı evladımız, bir kız öğrenci asansöre bindi. Ancak asansördeki arızadan dolayı önce asansör hareketsiz kaldı. Oradan çıkmaya çalışırken hareket etti ve evladımız hayatını kaybetti. Bütün Türkiye’nin yüreği yandı. Kaza deyip geçilemez. Valiliğin ’15 kişinin bineceği asansöre 16 kişi binmişler’ diye öğrencileri suçlayan tutumu kabul edilemez. Bunun üzerine Adnan Menderes Üniversitesi’ndeki öğrencilerin tepkilerini yüreklerimizde hissediyoruz. Onlar hep bir ağızdan ‘Katil KYK’ diye bağırıyorlar. Evet, bir katil var. Katil üniversite öğrencileri için maksatlı olarak yurt yapmayanlardır. TOKİ’ye bir talimat verip Cumhuriyet Yurtlarını inşa ettirip üniversite öğrencisinin barınma sorununu çözmek yerine cemaatlere, tarikatlara alan açmak için öğrencilerimiz tarikat, cemaat yurtlarına muhtaç olsunlar diye TOKİ’ye her şeyi yaptırıp yurt yaptırmayan zihniyete yazıklar olsun. Bir ülkede insanların nasıl öldüklerine bakarsanız o ülkenin gelişmişlik düzeyini anlarsınız.
“BU ÜLKEDE İNSANLAR İNSAN GİBİ YAŞAYAMIYORLAR”
Bu ülkede insanlar, yataklarında ölen insanları konuşmuyor. Bu ülkede insanlar elektrik arızasını gidermek için su bisikleti üzerinde donarak gölde ölen elektrik dağıtım şirketleri emekçilerini konuşuyor. Bu ülkede insanlar yetişmeyen hızlı trenin hızla devreye alındığı için rayların altı boşaldığında yaşanan Çorlu tren kazasında hayatını kaybedenleri, Afyon’da tedbirsizlik yüzünden patlayan cephaneliği, Sakarya Hendek’teki Havai Fişek Fabrikası’ndaki ölümleri, Soma’yı, Ermenek’i, Kozlu’yu, Amasra’yı konuşuyor. Torunlar İnşaat’ın asansöründe hayatını kaybeden 10 emekçiyi konuşuyor. Bu ülkede insanlar insan gibi yaşayamıyorlar ve insanlar hayatlarını kaybettikten sonra ne kadar kolay ve boşu boşuna bir ölüm diye arkalarından bir süre yas tutulan, üzülen sonra da pek çok acı gibi geride bırakılan, unutulan sonlarla aramızdan ayrılıyorlar. Bu ülkede devlet tedbir almıyor, gerekeni yapmıyor diye nadir hastalıkların yetim ilaçlarından, SMA hastası bebekler ve çeşitli hastalıklara yakalananlar devletin politikasızlıkları yüzünden hayatlarını kaybediyorlar.
“CHP OLARAK HEP BİRLİKTE SOKAKTAN, EYLEMDEN KORKMADAN, DAYANIŞMA İÇİNDE OLARAK SESİMİZİ YÜKSELTECEĞİZ”
Biz CHP olarak, bu anlamsız, manasız boşa ölümlere de kadın cinayetlerine de doğayı birlikte paylaştığımız tüm canlıların bütün çektiklerine de doğaya yapılan tahribata da bundan sonraki süreçte rant uğruna insan hayatını, hayvanları, doğayı, ormanları feda eden anlayışa karşı da CHP olarak hep birlikte sokaktan, eylemden korkmadan, dayanışma içinde olarak sesimizi yükselteceğiz. CHP’yi olması gerektiği yere, halkın yanına taşıyacağız. Bugün ülkede insanlar 7 bin 500 lira gibi asgari ücretin altındaki emekli maaşıyla, sürünen emeklilerimiz var. Emeği sömürülenlerin, emeklerinden alınan vergilerle birileri KKM ile servetlerine servet katıyor. Ama hem gelişen teknoloji hem içinde bulunulan ekonomik kriz emekçileri, onların geleceğini tehdit ediyor. Her zamankinden çok sol, sosyal demokrat bir duruşa, her zamankinden çok sosyal demokrat bir partiye, CHP’nin inanan, kendine güvenen, nerede durduğunu bilen ve bundan sonra yanında durması gerekenlerin emekçilerin, çiftçilerin, yoksulların, işçilerin, kadınların ve gençlerin yanında duracak diri, güçlü, inanmış genç bir CHP’ye ihtiyaç var. Bizim çağrımız bunadır. Değişim, CHP’yi halkın umudu yapmak içindir.
“PARTİYİ SAĞDAN GELEN KADROLARLA, SAĞCI DANIŞMANLARLA, SAĞ İTTİFAKLARLA BÜYÜTMENİN SONUÇ ALMADIĞINI GÖRDÜK”
Artık bu partinin kaybetmeye, muhalefete tahammülü yoktur. Bundan sonraki süreçte hep beraber yürüyeceğiz. Hep birlikte olacağız. Örgütümüzün sesini duyacağız. Örgütü bir yük, içine girince çıkılamayan bir bataklık olarak betimlemeyeceğiz. Bizim örgütümüz çok okuyan, çalışan, tartışan, ikna olduğunda ikna edebilen bir örgüttür. Ben size koşan, terleyen, çalışan, sizinle birlikte başaran bir genel başkan, kadrolarından güç alan, kadrolarına güç veren bir genel başkan vaat ediyorum. Partinin yönetimine baktığınızda örgütü, kendinizi göreceksiniz. Bu partiyi birileri sağdan gelen kadrolarla, sağcı danışmanlarla, sağ ittifaklarla büyütmenin sonuç almadığını gördük. Bundan sonra bu partiyi sağdan gelenlerin verdiği akılların sahada uygulanmak zorunda olduğu değil, Kocaeli örgütünün yolladığı yöneticilerin partiyi yönettiği bir CHP vaat ediyorum.
“O KATTAKİ 12 ODAYI ÖRGÜTE AÇIYORUZ”
Bana soruyorlar. Ankara’da ilk işin ne? İlk işim, sonradan öğrendiğimiz Atatürk’e ve son genel başkanımız Kemal Bey’e hakaretler ettiğini öğrendiğimiz bir danışmana oda vermişler. Onu tavsiye eden, sonrasında da genel başkanımıza kılıç getirip, ‘Değişimcilere kılıçları çekelim’ diye bizi, partinin evlatlarını kılıçtan geçirmeyi söyleyen sağdan gelen bir başka danışmana oda vermişler. Cumartesi günü siz yetkiyi verince pazartesi günü o katı boşaltıyorum. İlk iş odur. O kattaki 12 odayı örgüte açıyoruz.”